ŞİMŞİRLİK KAMP ALANI (DÜZCE)
-
Adres: Hamamüstü Mah. (Derdin Bld.), 81600 Düzce
-
Ulaşım: E80 üzerinden yaklaşık 239 km. Google Maps’in yönlendirmesini doğru, onu takip edebilirsiniz.
-
İletişim: 0532 696 66 25 (Sezgin Türk)
-
Web/ Sosyal Medya: https://www.facebook.com/groups/simsirlik/
-
Sezon: Yaz – Kış / 24 saat açık.
-
Konaklama: Tesisin hemen önündeki yeşillik alana, dere kenarına çadır kurabiliyorsunuz.
-
Zemin: Oldukça düzgün, çimenlik alan, zemin toprak ve çadır kurmaya uygun.
-
Ağaçlık/Gölgelik alan: Tesisin ön kısmında çok fazla ağaç yok, var olanlar da küçük gölgeler sağlıyor ama dere kenarı ve tesis alanı içindeki köprünün diğer tarafı ağaçlık. Gölge arayan ve yanında hamak götürecekler için özellikle belirtmiş olalım ;)
-
Oturma: Tesisin piknik masalarını kamp alanında kullanabiliyorsunuz.
-
Isınma: Ateş yakma ile ilgili bir kısıtlama yok. Etraftan yakacak odun, çalı çırpı toplayabiliyorsunuz. Yanınızda balta ya da testere götürmenizde fayda var. Ancak dikkat, burada hava biraz dengesiz. Öğlen güneş yanığı ile mücadele ederken, akşam soğuktan donabilirsiniz. Tedbirli olmak lazım ;)
-
Elektrik: Çadır yakınında ya da çadıra çekilebilen bir elektrik mevcut değil ancak tesisin içindeki elektriği kullanabiliyorsunuz.
-
Aydınlatma: Binanın önünde, çadır kurulabilen yeşillik alanı aydınlatan bir projektör mevcut ancak yakılırsa bunu kapattırmanızı öneririz, çok kuvvetli bir ışığı var. Bunun dışında, bir de tuvaletlerin önünde hafif bir ışık var. Çadır alanında ekstra bir aydınlatma yok, kendi aydınlatmanızı kendiniz sağlamanız gerekiyor.
-
Tuvalet/ Duş: Kadın ve erkek olmak üzere 2 ayrı tuvalet var. Tuvalet kağıdı ve sabun mevcut. Kamp alanındaki bir tuvalete göre oldukça temizler. Duş, sıcak su yok.
-
Market: Tesisin olduğu yerde market yok bu nedenle ihtiyaçlarınızı gelmeden önce temin etmeniz gerekiyor. Ancak merak etmeyin, tesise yaklaşık 11 km uzaklıktaki Beyköy Beldesi’nde market bulunuyor. Beldede aynı zamanda, restoran, eczane ve
Aile Sağlık Merkezi de mevcut.
-
Yeme – İçme: Tesisten kahvaltı ve yemek talep edebiliyorsunuz ancak gitmeden önce taleplerinizi bildirmeniz gerekiyor. İçme suyunu da, çok yakındaki dereye akan bir kaynaktan temin edebiliyorsunuz.
-
Buzdolabı: Yok. Dereyi kullanabilirsiniz, hiç yoktan iyidir :)
-
Otopark: Araçlar için ayrılmış özel bir alan yok, uygun bir alana koyabiliyorsunuz. Park için ekstra bir ücret istenmiyor.
-
Benzin: Tesise 11 km kala Beyköy Beldesi’nde ‘’Petrol Ofisi – Gündoğdu’’ ve ‘’Sunpet Düzce’’ bulunuyor.
-
Etrafta Görülebilecek Yerler: Samandere Şelalesi (4,3 km), Efteni Gölü (22,5 km), Güzeldere Şelalesi Tabiat Parkı (34,1 km), Abant Gölü (48,5 km), Sinekli Yaylası (49,6 km)
-
Ücret: Lütfen tesis ile iletişime geçiniz!
Neden/ Nasıl Şimşirlik?
Uzun süredir yaşanan yoğun iş temposu bizde kafa dinleme ihtiyacı doğuruyor. 23 Nisan’ın pazartesiye denk gelmesiyle oluşan
3 günlük tatili değerlendirelim diyoruz. Ee havanın da ısınmaya başlamasıyla bu tatili kamp yaparak geçirmeye karar veriyor ve @motorlukasif ile yeni kamp yerleri bakmaya başlıyoruz. Ancak herkes bizim gibi düşünmüş olacak ki İstanbul’a yakın çoğu kamp alanında etkinlik var. Bizim istediğimiz ise doğa, sakinlik, huzur…
Başka bir sebeple aradığımız Erkin Yeşil’e (@denemetahtasi) danıştığımızda bize Şimşirlik’i öneriyor. İnternet araştırmalarımızdan ve facebook sayfalarını incelememizden sonra, ‘’İşteee, şu an istediğimiz yer burası’’ deyip buraya gitmeye karar veriyoruz.
Nedir Bu Şimşirlik’in Hikayesi?
Şimşirlik, bir alabalık tesisi ve kamp alanı. Buranın sahibi de Sezgin Türk, bizim için ise artık Sezgin abla :)
Sezgin abla, bir belgesel yönetmeni. Tesisi kuran ve işleten abisinin vefatı ile şehir yaşamını bırakıp Şimşirlik’e yerleşip abisinin yaratmış olduğu bu dünyayı devam ettirmeye karar veriyor.
Etrafında yerleşim olmayan, dağların arasında bir yerde tek başına bir kadın… Ancak zamanla yanındaki insanlardan doğadaki yaşamı öğreniyor, mücadele ediyor ve ayakta kalmayı başarıyor. Abisinin mirasını devam ettiriyor...
Her şey yolunda giderken birden çok kötü bir şey oluyor. Tarih 5 Mart 2018’i gösterdiğinde tesisteki 2 katlı bina alevlere teslim oluyor. Üst katı yaşam alanı alt katı restoran olarak kullanılan bina, yangın sonrasında kullanılamaz hale geliyor. Kurtarabildikleri birkaç eşya dışında da her şeylerini yangında kaybediyorlar.
Aylardan Mart… Hava soğuk… İlk problem barınma. Hemen binanın yanındaki fırın bölümünü barınabilecekleri bir yer haline getirmek için çalışmalara başlıyorlar. Burada da devreye Şimşirlik severler giriyor. Yangından sonra hemen yardıma koşup, ellerinden gelen her türlü maddi ve manevi yardımı sağlamaya çalışıyorlar.
Sezgin abla, sapa sağlam ayakta ve tesiste de işler yolunda. Ancak hala birçok eksikleri var ve yardıma açıklar. Bizim ne faydamız olur ki demeyin. Köpek mamasından bir çivi çakmaya kadar yardımcı olabileceğiniz birçok şey var.
Ve Şimşirlik’teyiz ...
Dağların arasında, yol kenarında, arkasından dere geçen tek başına bir alan burası. Etrafında başka yerleşim yeri yok. Oldukça sessiz sakin bir bölge.
Burası hem kamp alanı olsun hem de doğa ile baş başa olayım diyenler için gerçekten harika bir yer. En güzel yanı da günübirlik piknikçilerin olmaması. Bu sayede araba gürültüsü, insan gürültüsü ve her yerden yükselen mangal dumanından olabildiğince uzak kalmış oluyorsunuz.
İçeride dost canlısı havyanlar var. Kediler, köpekler, tavuklar, ördekler, doğadaki kuşlar …
‘’Bulut” var mesela, bizim kamp arkadaşımız. Çadırımızın yanından neredeyse hiç ayrılmadı. Cüssesine bakıp sakın korkmayın. Kendisi 3 yaşında deli fişek bir çocuk ama kuzu gibi. Kendini sevdirmeye bayılıyor, sürekli yanınıza geliyor ( Gerçi yoldan geçen bazı arabaların da belalısı kendisi :) ‘’Dobrovski’’ var, 10 yaşında. En az Bulut kadar dost canlısı, sadece daha sakin olanı, malum yaşlanmış :) İkisi de kampçı dostu, body guard,rehber ve tam bir yürüyüş arkadaşı. Kampın 2. Günü çıktığımız yürüyüşte bizi bir an olsun yalnız bırakmadılar. Bulut önde liderlik yapıp rota çizerken Dobrovski’de yanımızda bize arkadaşlık etti.
Güneşe yatıp göbek sevdiren kediler, etrafta paytak paytak yürüyen ördekler, telefonun alarmı ile değil de ötmesi ile uyandığınız horoz, size şehirden uzaklaştığınızı hissettiriyor.
Dere kenarında olmak, istediğiniz zaman dere kenarına inebilmek de ayrı güzel. Başta kulaklarınızda çağlayan sesine o kadar alışıyorsunuz ki sonradan duymaz oluyorsunuz.
İşte öyle güzel bir yer Şimşirlik... Geldiğimiz, tanıdığımız için çok mutluyuz :)